Pazartesi, Ağustos 27, 2007

Son dönemlerde bu şarkıya takıldım kaldım farklı versiyonlarıyla karşınıza yaz şarabı. Hafiften kış akşamları gelmiş olsa da yaz sıcağı hala makul bir geçerlilikle kendini hissetirmekte. Açalım şarabımız kan kırmızısı renginden bırakalım kendimizi güneşin batışına... Elimizden kadeh düşerken dilimizde bu şarkıdan aklımızda kalan bir melodi olsun...

Önce orjinali : Nancy Sinatra ve Lee Hazlewood




Live 8 konserinde The Corrs ve Bono düeti.



En son bir alman filmi olan 8 Mile High OST için hazırlanan ve başrol oyunucusu Natalia Avelon ve Ville Vallo nun seslendirdiği düet :

Cuma, Ağustos 24, 2007

Japonca Versiyon



İngilizce Versiyon



Son dönemlerde özellikle yeğenimden dolayı olmakla beraber kendi seçtiğim çizgi filmleri de izlemekteyim.
Sırada bekleyen pek çok film arasına sıkışıp bekleyen Tales from EarthSea bunlardan biriydi. Boş vaktim varken izleyip aradan çıkarayım dedim. Film genelde durağan ve mistik bir tempo da gittiği için yeğenemi genelde pek cezbetmedi filmin son çeyreğine kadar uyumak ile uyumamak arasında gitti geldi ama final bölümünde ekrana kitlenip kaldı.

Beni en çok etkileyen filmdeki müzikler oldu yukarıda bir örneği sizinle paylaştım bakalım siz de benim kadar beğenecekmisiniz.

Çarşamba, Ağustos 15, 2007

Orientring Nedir?

Orientring (Koşarak Yürüyerek Hedef Bulma) hertürlü arazide yapılabilen, katılımcıların kontrol noktalarını harita ve pusula yardımı ile en kısa zamanda ziyaret etmeye çalıştığı bir doğa sporudur.

Orientring dünyada güçsüzün güçlüyü geçtiği tek spor branşıdır.

ORİENTRİNG YARIŞMASI NASIL OLUYOR ?

Amaç yarışmaya başladıktan sonra hedef noktalarını belirlenen sırada dolaşarak en kısa zamanda varış noktasına ulaşmaktır. Orientring sporunda atletik kapasite önemli olmakla birlikte tek başına yeterli değildir. Yarışmacı belirlenmiş, işaretlenmiş bir parkur olmadığı için arazide bir noktadan diğer noktaya tamamen kendi karar verdiği bir rotayı izleyerek gider. Bu sırada kısa zamanda doğru karar verebilmesi çok önemlidir. Özetle aklını, zihnini iyi kullanamayan bir sporcunun Orientring yarışmalarında başarılı olması mümkün değildir. Bu özelliği nedeniyle bizlerinde severek ve sık sık kullandığımız gibi Orientring Koşarak Santranç Oynanan Spor olarak da anılır.

ORİENTRİNG TÜRLERİ

Hareketin üslubuna göre:

Yaya Kayak Bisiklet ve diğerleri



Yaya orientring :
Normal: Zaman karşı olan yarışlar.bu türde arazideki tüm kontrol noktalarının bulunmuş olması lazım.bir nokta yanlış yada eksik olarak kontrol kartına işaretlenmişse diskalifiye oluyor.bu tür yarışlarda katılan herkesin genelde deneyimli olması lazım.

Skor-orientring: Maksimum puan toplama esasına göre yapılır.her noktanın bir değeri vardır.zaman önceden belirlenmiştir.bu zamanı aşanlar ceza puanı alırlar.

Bayrak-orientring: Bayrak yarışı şeklinde yapılır.takımlar halinde yarışılır.ekibin her elemanı araziye sıra ile çıkar ve kendine ait haritadaki noktaları bulmaya çalışır.

Yaya-orientring: Ayak yada tabanvay olarak da denilebilir.bu tür orientring koşarak yada yürüyerek yapılabilir.

Park-orientring: Yarışlar çoğu zaman şehrin ortasında bir parkta yapılıyor,bu türde pusulaya çok fazla ihtiyaç duyulmuyor. (orientring seyir sporu olmadığı için televizyonlardan naklen yayınlanamıyor.bu yüzden orientringi olimpiyatlara sokmaya çalışan profesyoneller şehir içinde yapılan park orientringini ortaya çıkartmışlardır.

2- Kayak-orientring : Kuzey disiplini kayağı ile yapılıyor.iki elde kayak batonları olduğu için harita ve pusula korse gibi göğse monte edilen yarışmacıların yüzüne doğru duran bir alete takılıyor.

3- Bisiklet-orientring : Adından da belli olduğu gibi bisikletle yapılıyor.gittikçe yayılan türlerden bir tanesi.bu tür�dede harita ve pusula gidona takılıyor.

4- Diğerleri : Engellilere yönelik;fiziksel engelliler ve tekerlekli sandalyeliler bir diğeri eğitilebilir zihinsel engelliler yönelik yapılan ve aklınıza gelebilen her türlü orientring etkinlikleridir.

ORİENTRİNG PARKURU

Koşarak yapılan standart bir Orientring parkuru;
ÇIKIŞ (haritalarda üçgen işareti ile gösterilir), belirli sırada ziyaret edilmesi zorunlu HEDEF NOKTALARI (sayısı değişkendir, haritalarda daire işareti ile gösterilir, Hedef Noktasında 30x30x30 cm boyutlarında bezden yapılmış, beyaz turuncu renklerinde bayrak ve oraya gidildiğinin belirlenmesi için kontrol aygıtı bulunur, kontrol aygıtı elektronik olabileceği gibiherbiri kağıt üzerinde ayrı delikler açan, görünüşü bürolarda kullandığımız tel zımbalara benzeyen zımbalar şeklinde de olabilir) ve VARIŞ (haritalarda iç içe geçmiş iki daire ile gösterilir) tan oluşur.


Pazartesi, Ağustos 06, 2007

Bir arkadaşımın blogunda Can Yücel'e ait bir şiir vardı bende o şiiri okuyunca birkaç satır yazayım dedim. Sonra hoşuma gitti sizlerlede paylaşayım istedim.


Bu kadar severmiydim şarabı
Mezarının başında içmeseydim eğer.
Ve bu kadar küfredermiydim dünyaya
seni tanımasaydım eğer.

Ne çok gün yaşamış olmanın
tadını bilmezdim denize karşı işemeden
sonsuzlukta bir bulut olsam
güneşi saklarmıydım ben.

Ömür geçmekte
sen keyf çatarken yattığın yerde
biz habire galiz küfürlerle seni anmaktayız
yaşadığımız boktan günlerde

bir şişe şarabımız daha olsun diye
dua ederiz sadece
Duamızın kabul olmayacağını bile bile.

Pazar, Ağustos 05, 2007


Sihirli kadın.

Son dönemde çektiği iki filmdede sihirbazlara yakın duran Biel'in Nicholas Cage ile birlikte oynadığı Next hem zamanın kurgusunun iç içe geçtiği ve özel efektler sayesinde pek çok Nicholas Cage gördüğümüz aksiyon filminde Illusionist kadar başarılı. Beni tanıyanlar Edward Northon hakkındaki düşüncelerimi bilirler. Yeni neslin en önemli erkek oyuncularından biri olduğunu düşünüyorum. Jessica Biel için aynı temennilerde bulunamayacağım ama yeni neslin en güzel aktrislerinden olduğunu söyleyebilirim. Bunun yanında oyunculuğuda gayet başarılı. Fakat Scarlet Johansson gibi değil henüz. (Diğer favorimde Nathalie Portman) Next özellikle Fantastik kurgu ve aksiyon severler için biçilmiş kaftan içinde araba kovalamacalarından bomba sahnelerine ve hayallerdeki aşka kadar pek çok şey barındırıyor. Ama asıl yük Julianna Moore da. Kuzuların sessizliğindeki Jodi Foster tarzı FBI ajanı rolünde ülkesini Nükleer tehlikeden korumak için bir sihirbazın peşinden giden ajan rolünde çok başarılı. Nicholas Cage yine her zamanki gibi...



Kısa bir hikayeden uzun bir film çıkarma işinde %50 nin üzerinde başarıyı yakalasada film başlarken bunun bir blues filmi olacağını düşünüyordum. Oysa ilerleyen zamanlarda günümüz amerikasında yitirilen değerlerin sorgulandığı ve bundan kurtuluşun kilisede değil insanın içinde yattığı söylemlere dönüşen bir film havasında Justin Timberlake in 8 Miles daki Eminem den bile daha kötü oyunculuğuyla nihayete erdiğinde Samuel L. Jackson ve Christina Ricci nin oyunculukları yanında niye Justin sorusunu anlatmak için yerel bir benzetme sunarsak Nuri Bilge Ceylan filminde Mahsun Kırmızıgülün oynadığını tasvir edin düşlerinizde ( Kabus ta olabilir) diyerek konunun ana fikrini aktarmış olayım. Vakit kaybetmedim ama çok bir şeyde kazanmadım bu filmi izlediğimde.