Cumartesi, Haziran 24, 2006

Ülkemden İnsan manzaraları :


Hasta bebeği için hapis yattı

Hasta bebeği için hapis yattı
Baba Tunç hapse girip çıktı.
24/06/2006

BURSA - Doğuştan bağışıklık sistemi (immün) eksikliği hastası olan her evde, son günlerde ayrı bir dram yaşanıyor. Bağışıklık sistemi eksikliğinin yanı sıra böbrek ve dalak büyümesi ve gelişme geriliğinden mustarip Muhammed'in dertlerine bir de babasının hapse düşmesi eklendi.
Kurdaki dalgalanmalar, eşdeğer fiyat uygulaması, Çin'deki fabrikaların üretimi durdurması gibi nedenlerle patlak veren ithal ilaç sıkıntısı, son olarak 21 aylık Bursalı Kağan Demirci'nin ölümüne yol açmıştı. Osmangazi ilçesinde zor da olsa ilaç bulan 14 aylık Muhammed Tunç'sa babasını hapse yolladı. Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi'nde tedavi gören Muhammed'in babası Muhittin Tunç, sosyal güvencesi olmadığı için, oğlunu 'açık senet karşılığı' hastaneye yatırıyordu. Üç haftada bir uygulanan, her biri 480 YTL'lik ilaçlarının bedellerini ödeyen Tunç'un, kalan 12 bin YTL'lik borcu nedeniyle hastane hukuk danışmanları icra takibi başlattı. Tunç, Osmangazi Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı sayesinde borcun 4 bin 138 YTL'sini ödedi. Kalanı için icra takibine uğrayan baba, 'mal beyanında bulunmadığı için' 10 gün hapse çarptırıldığını iki gün önce evinde gözaltına alınınca öğrendi. Tunç, önceki gün Bursa Cezaevi'ne konuldu.
Osmangazi Kaymakamı Sebahattin Öztürk'ün devreye girmesiyle, Osmangazi Sosyal Yardımlaşma-Dayanışma Vakfı Tunç'un kalan borcunu ödedi. 'Dava giderleri' için istenen parayı da Tunç'un arkadaşları aralarında topladı. İki gün cezaevinde kalan Tunç da dün tahliye edildi. Muhittin Tunç'un kardeşi Kadir Tunç, "Ağabeyim birkaç ay önce arkadaşının işyerinden, bedelini kendi ödeyerek sigortalı oldu ama yasal süre dolmadığı için sağlık karnesi alamadı. Bugüne kadar 10 bin YTL harcadık" dedi.

Bakanlık aileyi suçladı
Öte yandan Kağan Demirci'nin ilaç sıkıntısı yüzünden ölmesi üzerine açıklama yapan Sağlık Bakanlığı, aileyi suçladı. Bakanlık ailenin İl Sağlık Müdürlüğü'ne başvurmadığını ileri sürdü. (dha, Radikal)


Bir tane daha:

Ali Dibo karanlığı

İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve iştirakleri yılda binleri bulan ihale yapıyor, ama kendi meclisinin denetleme komisyonundaki üyelere bile bilgi vermiyor
tttttt Ali Dibo karanlığı
'Şeffaf yönetim' nerede?
10.5 milyar YTL bütçeli İstanbul Büyükşehir Belediyesi, şeffaflığı tanımıyor. Sorun, adrese teslim şartnameli İSMEK ihalesiyle sınırlı değil. Topbaş göreve geldikten sonra çeşitli şirketlere bastırılan yayın ve davetiyelere dair sorulara 'Bilgi Edinme Yasası' çerçevesinde bile açıklayıcı yanıt gelmedi.
Göstermelik internet
Belediyenin web sitesindeki 'ihale sorgulaması'nda, İSMEK dışında da ihaleler alan Atlas Pazarlama'nın adı hiç yok; bitmiş binlerce ihale bitmemiş görünüyor, bitenleri alanlar bilinmiyor. CHP'li Akar: Meclisteyiz, ama 'Bilgi Edinme Yasası'na göre başvurun' deniliyor. Denetim olanaksız.


En sonuncusu :


Müdahale etkisiz kaldı: Dolar, kriz rakamlarında

Müdahale etkisiz kaldı: Dolar, kriz rakamlarında
Yılmaz: "Kurda her çıkış, düşüşle sona erdi."
Merkez Bankası'nın yaklaşık 1 milyar dolarlık satış yaptığı müdahaleye rağmen dolar 2001 krizinde ulaştığı tarihi zirvesi olan 1.7700'yi denedi. Bono faizleri ise yüzde 22.70 ile Aralık 2004'ten bu yana gördüğü en yüksek seviyeye ulaştı

24/06/2006 (837 kişi okudu)

RADİKAL - İSTANBUL - Uluslararası fonların panik halinde güvenli liman olan ABD'ye yönelmesi Türkiye'nin de dahil olduğu gelişmekte olan ülke paralarında hızlı değer kayıplarına neden oldu. Özellikle cari açık baskısı altındaki Güney Afrika, Türkiye ve Macaristan en olumsuz etkilenen ülkelerin başında yer aldı.
Dün Merkez Bankası'nın 1 milyar dolar civarında kalan zayıf müdahalesine rağmen dolar öğleden sonra 2001 krizinde gördüğü tarihi zirvesi olan 1.7700 YTL'ye yaklaşarak 1.7685'e kadar yükseldi. Bonoda gösterge tahvilin faizi ise pazartesi valörlü işlemlerde Aralık 2004'ten bu yana gördüğü en düşük seviye olan yüzde 22.70'lere kadar tırmandı. Satış baskısından İMKB de payını aldı. İMKB günü 1096 puan değer kaybıyla 33.132'den tamamladı.
Ancak piyasa kapanışına yakın Para Politikası Kurulu'nun (PPK) pazar günü olağanüstü toplanacağının açıklanması ve akşam geç saatlerde Merkez Bankası'nın dövize yeniden müdahalesi nedeniyle faiz ve kurlarda toparlanma yaşandı. Dolar günü 5.47 YKr değer artışıyla 1.7500 YTL'den, avro 7 YKr yükselişle 2.2000 YTL'den tamamlarken, valörlü işlemlerde 9 Nisan 2008 vadeli tahvilin faizi yüzde 21.99'a indi.

Tüpraş rahatsız etti
Uluslararası fonların gelişmekte olan ülkelerden çıktığı bir dönemde Türkiye'nin yüksek cari açığının bir handikap olduğunu belirten para yöneticileri bunun yanı sıra ekonomik ve politik kaygıların da bu satış baskısını artırdığı konusunda birleşiyor. Yabancıların son dönemde yakından takibe aldığı ve satış isteğini kamçılayan konular arasında Avrupa Birliği ile gerginleşen ilişkiler, erken seçim, Cumhurbaşkanlığı seçimi ve en önemlisi yükselişini sürdüren enflasyon verileri bulunuyor. Bu arada dün ÖİB'nin satılan Tüpraş hisselerini Global Menkul'den geri istemesi de yabancı yatırımcıların özelleştirmeler konusunda kaygılarını artıran bir başka gelişme oldu.
Bu arada yabancı yatırımcıların bono satıp döviz alımına yönelmesi ile iç piyasada kurlar ve faizde ciddi yükseliş yaşandı.

Merkez yetersiz kaldı
Bu arada Merkez Bankası 4,5 yıl aradan sonra ilk kez 13 Haziran'daki müdahalesinin ardından dün ikinci kez dövize satış yönünde müdahalede bulundu. Bankacılara göre gün boyunca çok agresif olmayan Merkez Bankası piyasaya 1 milyar doları aşkın zayıf bir satış yaptı. Ancak özellikle öğleden sonra açılan ABD piyasalarıyla birlikte satış baskısının arttığını ve kur ve faizdeki yükselişin arttığı gözlendi.

Faiz 2 puan artmalı
Merkez Bankası'nın dün dövize müdahalesinin sınırlı düzeyde kalmasının piyasadaki paniği artırdığını kurlardaki çıkışın hızlandığını söyleyen bir bankacı, "Merkez dünkü zayıf müdahalesi ile bence prestij kaybetti keşke hiç müdahale etmeseydi" dedi.
PPK toplantısından faiz artırımı çıkacağına kesin gözüyle bakan bankacılara göre bu artırımın 2 puandan aşağı olmaması gerekiyor. Daha düşük oranlı artırımın etkisi olmayacağını söyleyen bir bankacı, "Aslında Türkiye'den çıkmayı düşünen para 2 puan artsa da çıkar. Ben bu hareketi kesebilecek etkide olacağını düşünmüyorum" diye konuştu.


Görünen köy klavuz istemese de bunca göstergeye rağmen pembe hayalere dalan bir tek parti iktidarını ve bizleri karanlık günler beklemekte. Tüm göstergeler hızla erken seçime doğru gidildiğini gösteriyor. Bunun ilk farkına varan yabancı sermaye oldu ve dış sermaye girişi durma noktasına gelirken yabancı kaynaklı fonlar hızla geri çekilmeye başladı.

Ab konusunda benim sonuna kadar desteklediğim tavır ve Cumhurbaşkanlığı seçimi öncesi siyasi çalkantıların ve tekstilden alınmayan ama ilaçtan bal gibi alınan kdv nin yada diğer vergilerin dışında Anayasamızda yer alan Türkiye Cumhuriyeti bir sosyal devlettir ilkesini yürütmeyi beceremeyen iktidarın aczi içersinde bağışıklık yetmezliğine sahip ikizlerden biri dün vefat etti. Sırada nicesi var bu insanlara ilaç sağlanması görevi eczacılara değil devlete aittir. Eğer özel firmalar kar marjı düşük olduğu için bu ilacı getirmek istemiyorsa devlet bir ihale açar ve sağlık bakanlığı bu ilacı yada bunun gibi insan sağlığını doğrudan etkileyen ilaçların teminini kar amacı gütmeden temin eder. Sosyal sorumluluk budur. Ben vergilerimin Ali dibo yerine yaşamak için ilaca ihtiyaç duyan insanlara harcanmasından gurur duyarım. Oysa yüzlerce ihale açılarak sağa sola para harcanırken kar marjı düşük olan ilaçlar için kimse kılını bile kıpırdatmıyor.

Soruyorum Türkiye Cumhuriyeti hala sosyal bir devlet midir?

2 Comments:

Blogger vintage biscuit said...

nerdeyiz / nasiliz / kimiz / neyiz / neden / nicin / herseyin arasinda SIKISMIS HALDE YASAMAYA CALISIYORUZ
bide vicdanin varsa
offfff
yanmissin

Blogger Bulsara said...

İşte buda bahsettiğim ölüm haberi :

Kağan'ın ne suçu vardı?

Kağan'ın ne suçu vardı?
Bursalı Demirci çiftinin down sendromlu ikizlerinden Kağan, enfeksiyona yakalanarak öldü. Tek kalan Furkan, ilaçsızlığa şimdilik direniyor... FOTOĞRAF: VEDAT YÜCEBAŞ / AA
'Zarar ediyoruz' diye ithal edilmeyen ilaç yüzünden 21 aylık Kağan öldü

23/06/2006

BURSA - Türkiye'nin yılbaşından bu yana 'çözmeyi beceremediği' ilaç krizi, 21 aylık bir bebeğin canına mal oldu. Doğuştan immün (bağışıklık) yetmezliği bulunan Kağan, 21 günde bir alması gereken 'immunglobilin serumu' bulunamadığı için enfeksiyon kapıp öldü. Bursa'da yaşayan Demirci ailesinin down sendromlu ikizlerinden Kağan'ın serumunun dört kez aksadığı belirtildi. Bursa Eczacı Odası, ilacı ısrarlı aramaları sonucu 21 Haziran'da İstanbul'da bulup aileye ulaştırdı, ancak vücudu enfeksiyona daha fazla dayanamayan Kağan için çok geç kalınmıştı.
İkizlerinden birini kaybeden baba Ayhan Erhan Demirci, çocuğunun, ilaç bulunamadığı için öldüğünü söyledi. Tek yumurta ikizi olan Kağan ve Furkan'ın down sendromlu olduklarını ve 'bağışıklık sistemi yetersizliği' olarak bilinen immun yetmezlik sorunları nedeniyle doğduklarından
itibaren doktor kontrolünde tutulduklarını belirten Demirci, Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde tedavileri süren ikizlerden Kağan'daki yetmezliğin daha fazla olduğunu, o yüzden enfeksiyona bağlı hastalıklara daha kolay yakalandığını söyledi. Doktorun, tedavide kullanılan serumun bir kez bile verilmemesinin Kağan için yaşamsal tehlike oluşturacağı yönünde kendilerini uyardığını belirten Demirci, ancak son aylarda yaşanan sıkıntı yüzünden serumu bulamadıklarını ve tedavinin dört kez aksadığını ifade etti. Her 21 günde bir Bursa Eczacı Odası'nın depolardan ilacı temin ettiğini ve hastaneye gidip tedaviyi yaptırdıklarını belirten Demirci, şunları söyledi:
"Ancak son zamanlarda ilaç bulmakta sıkıntı yaşadık. Oda yetkilileri bu ilacı temin edemeyince tedavi aksadı. Odadan en son 20 Haziran'da ilacın bulunduğuna dair müjde geldi. Biz de 21 Haziran'da gidip tedaviyi yaptırdık, ancak o akşam Kağan fenalaşınca hastaneye kaldırdık. Bursa Çocuk Hastanesi'nde doktorlar ('Umut yok, Kağan'ın kanında mikrop var') dediler. Sabah oğlumuzu kaybettik. Kağanımız, onun için hayati önem taşıyan, onu ayakta tutan ilacı zamanında bulamadığımız için öldü."

'AİHM'ye gideceğim'
Anne-baba olarak birçok sağlık sorunu olan çocuklarının tedavisini doğuştan beri ihmal etmemelerini söyleyen Demirci, "Bu işin peşini bırakmayacağım. Mağduriyetimize neden olan Sağlık Bakanlığı ve SSK hakkında suç duyurusunda bulunacağım, sonuç alamazsam AİHM'ye başvuracağım. Davayı kazanırsam alacağım tazminatı benimki gibi down sendromlu diğer çocukların tedavisinde kullanacağım."

'21. yüzyılda olana bak!'
Bursa Eczacı Odası Yönetim Kurulu üyesi Cihat Türksever de Kağan'ın, tedavisinde kullanılan serumun bulunamaması nedeniyle öldüğü iddiasını doğruladı. İmmunglobilin serumunun yanı sıra bazı ilaçların ithalatında iki aydır sorun yaşandığını belirtti.
Bursa'daki depoların hiçbirinde serumun bulunmadığını ifade eden Türksever, şöyle dedi: "Gerçekten iki aydır çok ciddi sıkıntı yaşıyoruz. Bursa'da Kağan gibi 70 hastamız var. Kağan'ın ölümünden bir gün önce İstanbul'da bir depodan küçük miktarda serum bulmuştuk ve takas yoluyla getirerek Kağan ve kardeşinin tedavisinin yapılmasını sağlamıştık. Ama ne yazık ki ikizi tedaviye yanıt verdi, Kağan'ı kaybettik. İlaç ve Eczacılık Genel Müdürlüğü'nden 'sıkıntı yok' deniliyor, ama görünen köy kılavuz istemez. 21. yüzyılda ilaç yokluğundan bir hastayı kaybettik."

'Çarşambaya gelir!'
Bursa İl Sağlık Müdürvekili Serhat Yamalı da 443 YTL'Lik bu ilaçtan sadece Çekirge Devlet Hastanesi'nde kısıtlı bir miktar bulunduğunu belirtti.
'Immunglobilin serum'u ithal eden Yeni Şark Ecza Deposu yetkilileri ise ilacın ancak önümüzdeki çarşamba günü Türkiye'ye geleceğini söyledi.

Yorum Gönder

<< Home