Pazar, Mayıs 28, 2006

Uzun zamandır okumayı planladığım bir kitap vardı Taylan Sorgun'un İttihad ve Terakki (Devlet Kavgası) Yıllardır bize milli mücadele ruhundan ve onun nasıl tüm vatanı sardığından bahsedilir ama bu mücadelenin nasıl olupta yeşerdiğini çekirdeğinin nasıl oluştuğunu bu uğurda kimlerin neyi göze aldığı konusunda hiç bir doyurucu bilgi verilmezdi okullarda. Mustafa Kemal'in askeri okulda düşüncelerinden dolayı hapsedildiği hangi kitapta vardı yada İttihad ve Terakki ye girmeden önce Selanik'te kurduğu Vatan ve Hürriyet cemiyeti bunun İttihad ve Terakki ile birleşmesi o dönemlerde yaşanan olayların hepsi çöpe atılıyor ve milli mücadele 1919 da milat kabul ediliyordu. Oysa Atatürk henüz Mustafa Kemal iken Askeri okulda ve İttihad Terakki yıllarında yani; yapılması elzem işlerin başında istidap yönetiminin derdest edilmesinin yanında memleketin iktisadi ve idari reformlarının ele alınması gerekliliği hakkında konuşmalar yaptığı sırada henüz 1900 lü yılların başıydı. O kedni kararlarının doğruluğuna inanarak sözlerini sakınmadan bildiği yolda ilerlemeye devam ederken zamanın onu ne kadar haklı çıkardığı Düyun-u Umumi nin yada Osmanlı Bankasının ve Kapütilasyonların ne kadar zararlı olduğunu ve bağımsızlığın elden gittiğini ihtilal sırasında elde edilen evraklar ortaya çıkarmıştır. Tıpkı yıllar sonra yapılan bir ihtilalde genç Türkiye Cumhuriyeti nin İçişleri Bakanlığı'nda bilgi giriş çıkışlarının amerkalı bir görevli tarafından denetlenmesi ayıbı gibi. Milli mücadele ruhuyla kurtuluş savaşını yokluklara rağmen zaferle sonuçlandıran bu millet ne yazık ki yıllar sonra iç ve dış borç batağında zamanının Düyun-u umumisi olarak da adlandırılabilecek IMF in pençesi altında kendi işçisine memuruna vereceği parayı onların emirleriyle belirlemekte yada dış ülkeden aldığı silahları kullanırken bile onlardan izin alma aczine düşürülmektedir.
Olsun bizim her ile bir havaalanı yapmaya ihtiyacımız vardır. Lisesi bile olmayan ilçe merkezlerimiz olması pek mühim değildir çünkü hangi okul oy olarak geri dönmüştür ki?

Tebaa nın okumuşu zararlıdır zaten gütmeye gelmez. Millet dediğin 5 yılda bir oy verir ondan sonra verdiği oy'un cezasını çekmekle yükümlüdür. Eğer bir amacın varsa kendin ve yakınların zengin olmak istiyorsa yapman gereken iş bellidir. Siyasete girmek. Yada zaten orta halli bir zenginsin ama bir türlü ihalelerden yeterince nemalanamıyorsun ne yapman lazım ? Ya bir siyasi partiye bolca bağış yaparsın yada kendin bir siyasi partiye girip eşe dosta pardon halka bol bol hizmet edersin.

Ama bunun bir ahlakı bir cezası yok mudur diye soranlar olursa aldırma. Bak milleti soyan nice politikacı aslanlar gibi yaşamlarına lüks içinde devam etmektedirler. Yok hadi ben paçamı kurtardım ya akrabalarım nasıl kurtaracak diyorsan ona da korkma bak gariban çoban sülü ve ailesine ders al. Onlar ki fakirlikten burs alıp okuyan insanlardır devlet hep kucak açmıştır onlara, millet te. Seninde aile fotoğrafın olur bir gün birileriyle hiç merak etme.

Koyun gibi güdülmekten bıkmayan bir millet nasıl olurda baş kaldırır bu kötü kadere. Okullarında 2 ile 2 nin 4 ettiği dışında bir kültür bir felsefe kazandırır dünya hakkında?

Kendini biraz yetiştiren yada yetişmiş insanlarını kuşunlara boğma tellerine yada filistin askılarına ne zaman terk etmez bu uyuyan millet.

O kadar çok faili meçhul oldu ki inanası gelmiyor insanın failleri koruyan birilerinin olmadığına. Birileri çıkıyor millet adına, devlet adına yada Allah adına birilerini öldürüyor sokak ortasında kurşunlarla bombalarla. Ama ne görüyoruz ne duyuyoruz bunların kim olduğunu. Eğer aydınlık bir Türkiye adına mücadele ederken ölenleri yazmaya kalksam tek tek ne satırlar nede kitaplar yeter.

Ama yinede ölürüz bir kez daha çünkü başka yolu yoktur bu memlekette kurban gerekir can verecek yeni umutların filizine.

ve göz yaşıyla uğurlarken soğuk kış sabahlarında yada yakıcı yaz güneşiyle teker teker insan olan insanlarımızı hep bir yürek oluruz bir kaç saatliğine olsa bile takılırız cenaze konvoyuna adım adım ilerleriz b,rer şehitliğe dönmekte olan mezarlığa doğru.

Oysa yakalanır bazıları. Yurt dışında yada içinde yurt dışındaysa getirip ülkemize serbest bırakırız 10 kişiyide öldürse çünkü sayısı unutulacak kadar çok af çıkmıştır terör dışında. Yazdıklarından dolayı onlarca yıl hapis yatar bir gazeteci oysa ne birini öldürmüştür nede hedef göstermiştir kimseyi. Ama bizim ülkemizin devleti adildir, sosyaldir, hoşgörülüdür. bir kaç kişiyi öldürdü diye hapis yatmasına göz yumamaz.

Hava kurşun gibi ağır
Bağır, bağır, bağırıyorum
Koşun kurşun eritmeye çağırıyorum
O diyor ki bana
Sen kendi sesinle kül olursun
Kerem gibi yana yana
Deeert çok, hemdeert yok
Yüreklerin, kulakları sağır
Hava kurşun gibi ağır
Ben diyorum ki ona
Kül olayım kerem gibi yana yana
Ben yanmasam, sen yanmasan, biz yanmasak
Nasıl çıkar karanlıklar aydınlığa
Hava toprak gibi gebe
Hava kurşun gibi ağır
Bağır, bağır, bağır, bağırıyorum
Koşun kurşun eritmeye çağırıyorum

Nazım Hikmet (Kerem Gibi)

11 Comments:

Blogger Zehra said...

sevgili bulsara,
öyle bir konu seçmişsin ki içimde düşündüğüm şeyleri resmen yazmışsın..
biz şöyleyiz biz böyleyiz diye aslında gerçekten polyannacılık oynuyoruz aslında hepsi yalann..gerçekler senin yazdıkların..suçu olmayan birçok insan ölüyor neden?? hepsi bir hiç için..
neyi paylaşamayız biz ben o nu da anlayamıyorum..hepimiz insanız yaa..
moralim bozuldu yine..
ellerine sağlık..iyi geceler...

Blogger Tugc said...

Sanirim bizim su anda ihtiyacimiz ulkedeki genc populasyonun biraz sorumluluk almasi.ozellikle devlet isleri icin..Politikayi dolandiricilik olarak adlandiriyoruz ya hani, eger begenmiyorsak degistirmeye calismaliyiz, biz gecip bize gore iyisini yapmaliyiz ki, birseyler degissin..Kuru elestiri yapip duranlar, ben bos attim bir tane adam yok diyenler de madem bos atmasini gerektirmeyecek seyler kurmali..Bizim sorumluluk duygusuna ihtiyacimiz var..Iste Mustafa Kemal boyleydi..Ve eger biz de onun cocuklariysak, bir sekilde genlerimizde vardir..Bizim bunu arayip bulmamiz lazim..

Blogger Gamzeli said...

Çok uzun yazmışsıız ama doğru yazmışsınız...Zehra'ya bu konuda katılıyorum :)

Blogger XMAN said...

Toplum olarak duyarsızlığın sınırlarını zorluyoruz.toplumsal hafıza diye birşey zaten yok.İhtilaller sonrası,yeni nesillerin apolitize çalışmaları başarıyla sonuçlandı.ortaya biz çıktık.Ses çıkarmayan, olan bitenden habersiz ,alakasız ve umursamaz bir nesil var önümüzde.bizlerde böyle koyun gibi güdülmeyen alıştırıldık.Onlarda ve gelecek nesillerimizde öyle olacak.

Blogger Bulsara said...

Zehra: etrafa şöyle bir bakıp ta bunları görmeyen insanlara gerçekten şaşırıyorum insanlar gerçekleri tv dizilerinde anlatılanlarla sınırlamış kendilerine hayatımız beyaz camdan akıp gidiyor hayatımız.

Tuğçe: Ewt sorumluluk almamız lazım ama şunuda bil ki ab süreciyle her ne kadar bir şeyler değişmeye başladıysada sivil insiyatif için yola çıktığında kendini yıllar süren mahkemeler ve hapislerde bulman pek o kadar da uzak değil biz okul yıllarında ve sonrasındaki dönemde hiç bir siyasi partiye bağımlı olmadan da sivil toplum örgütleriyle bir şeyler yapmayı denedik fakat sonuç hep hüsran oldu bunun için bizim bireysel olarak düşüncelerimizi paylaşan insanlarla bir araya gelip bir alternatif oluşturmamız lazım.

Gamze: aslında daha da uzun olabilirdi bu konu üzerine sayfalarca sitelerce yazsam yine de acım dinmiyor.

xman: Her köşe başı öylesine sıkı tutulmuş ki yıllar önce yapılan hatasını tekrarlamak istemiyor bazı güç odakları bağımsız bir Türkiye nin varlığı her zaman için korku duyulan bir öge bu coğrafyada.

Blogger Zehra said...

bulsara kimse görmez bu tür şeyleri neden mi? herkesin işine öyle geliyor da ondan..biz duygularımızı kaybetmişiz.... konu uzun ve derin burda konuşulamayacak kadar...

buarada efenimmm diyorsunuz ki yazmıyorsunuz siz önce kendinize bakınızzz:)))lütfen yanii:)))

iyi geceler olsun efenimmm...saygılarr...sevgilerrr..hürmetlerrr...

Blogger Burcu Karadaş said...

sonundaki nazım hikmet şiir cidden iyi geldi..bu adamı seviorum ben ya..doğru tanıdık içten..nazım işte..

Blogger vintage biscuit said...

bulsara ve nazımm. yakışıyosunuz birbirinize . iyiydi

Blogger Bulsara said...

Zehra: yeni yazılarımızın ortalaması alındığında ben biraz daha hızlıyım :)) sadece bu hafta sonu finaller var o yüzden biraz yavaşladım.

Burcyni: Nazım hikmet doğruyu söylediği için hapis yattı sürgün yedi acı çekti. Ben doğruyu severim Nazım'ı daha çok severim.

Vintage: Aman efendim ne demek böyle büyük bir övgüye maruz kalmak bile bir onurdur. Teşekkür ederim.

Blogger Misterio said...

nasıl güzel örtülüyor üstü, nasıl güzel değiştiriliyor biz uyurken her şey.. en acısı, biz hep uyuyoruz.. onlarsa, beşikten başlıyor geleceklerinin kalelerini örmek üzere.. bu yazılar karanlıkta ateş böcekleri.. iyi ki..

Blogger Bulsara said...

ve nedendir dönenir durur pervaneler
ateşe
bilmezler midir ki
ölümdür
onlar için ateş
yinede dönenirler
kızıl alevlere

Yorum Gönder

<< Home