Geçmişin karanlık bir kutusu vardı
ve içine atıp kurtulmak istenilen pek çok gerçek saklıydı
dönüm noktalarından birbirine birleştirircesin
numaralrı takip edip
bir resmi orataya koyabilmek mümkün olsa
ve adına geçmişin karanlık yüzü dense
Christoffer Boe nin kutusumu gerçekleri saklamaya yetecek
yada Boris Vian ın Kırmızı otlaklarda yapmaya çalıştığı makinesi
her şeyi öğütüp
geçmiş zamana ait ne varsa
silip atıcak mı hatıraları
Benim seni sevdiğime inanıyormusun?
Bilmiyorum; Yani yalan söylediğini zannetmiyorum ama emin değilim.
ardında bıraktığın sadece kendi hayatın değil ki. Seninle birlikte nefes alıp veren nice insan değer katıyor hayatına. Mükemmellik adına kusursuzluğun mimarı olabilmenin sancıları olsada içinde. Hatalarını yaşamın bir parçası olarak görebilmek zordur belki. Ama yaşamından hata yaptığını zannettiğin anları kesip aldığında geride kalan nedir ki?
Steril bir ortamda yalnızlığın izoleli soğuk uzaklığı geceden daha karanlık daha korkutucudur. İçinde kalan hatıraları unutmaya başladığında kendinden yitirilen parçaların bir daha dönüşü olmadan elinden kayıp gittiğini görürsün. Bir gün gelipte anlamsız bir yaşama anlamsız bir dünyaya ait hissedersen kendini. Geçmişinle yüzleşmen gerekebilir. Oysa unuttuğun hatıralardaki bir gözyaşıydı belki seni sonsuzluktan uzak tutan.
5 Comments:
"oysa unuttuğun hatıralardaki bir gözyaşıydı seni sonsuzluktan uzak tutan"
Belkide bu yüzden,sonsuz değil hiçbirşey değil mi?? :(
07 Kasım, 2006 20:35
GÜZEL BİR YAZI OLMUŞ CEMAL ;) BURDA DA DEMEK İSTİYORUMM İYİ Kİ DOĞDUN İYİ Kİ VARSIN CANIMM ARKADAŞIM :) O GÜZEL YÜREĞİN İYİ Kİ VAR :)
09 Kasım, 2006 14:05
Özge: Bilmem ben sorgulamıyorum içimden geçenleri yazıya aktarıyorum. Yıllar önce okuyup çok sevdiğim bir kitap ile bu yazıyı yazmadan önce izediğim film arasındaki benzerlikler bende bu kelimeleri yazmaya yöneltti.
Belki de sonsuzluk bir hiç;
Bizi birbirimizden uzak tutan ne oysa.
Zehra: Sağolasın iyiki senin gibi bi dostum var :)
10 Kasım, 2006 19:23
"Hatalarını yaşamın bir parçası olarak görebilmek zordur belki"
Nasıl bir çocuk düşe kalka büyüyorsa,insanlarda hayatta hata yapıp bu hatalarının farkına vararak yaşamı öğrenecekler.Hatasız kul olmaz.Demek ki bazı şeyleri görüp farkına varmamız gerekiyor ki,bu hataları yapıyoruz.
Hatalar her zaman yaşamın bir parçasıdır.Önemli olan farkına varıp,bir daha tekrarlamamak...
Güzel bir yazıydı.Seyrek ama güzel yazıyorsun :-)
12 Kasım, 2006 19:00
aslında daha sık yazmak isterdim ama ne bileyim eskisi gibi rağbet olmayınca buraya eklemiyorum :)
13 Kasım, 2006 13:06
Yorum Gönder
<< Home