Uzun zamandır okumayı planladığım bir kitap vardı Taylan Sorgun'un İttihad ve Terakki (Devlet Kavgası) Yıllardır bize milli mücadele ruhundan ve onun nasıl tüm vatanı sardığından bahsedilir ama bu mücadelenin nasıl olupta yeşerdiğini çekirdeğinin nasıl oluştuğunu bu uğurda kimlerin neyi göze aldığı konusunda hiç bir doyurucu bilgi verilmezdi okullarda. Mustafa Kemal'in askeri okulda düşüncelerinden dolayı hapsedildiği hangi kitapta vardı yada İttihad ve Terakki ye girmeden önce Selanik'te kurduğu Vatan ve Hürriyet cemiyeti bunun İttihad ve Terakki ile birleşmesi o dönemlerde yaşanan olayların hepsi çöpe atılıyor ve milli mücadele 1919 da milat kabul ediliyordu. Oysa Atatürk henüz Mustafa Kemal iken Askeri okulda ve İttihad Terakki yıllarında yani; yapılması elzem işlerin başında istidap yönetiminin derdest edilmesinin yanında memleketin iktisadi ve idari reformlarının ele alınması gerekliliği hakkında konuşmalar yaptığı sırada henüz 1900 lü yılların başıydı. O kedni kararlarının doğruluğuna inanarak sözlerini sakınmadan bildiği yolda ilerlemeye devam ederken zamanın onu ne kadar haklı çıkardığı Düyun-u Umumi nin yada Osmanlı Bankasının ve Kapütilasyonların ne kadar zararlı olduğunu ve bağımsızlığın elden gittiğini ihtilal sırasında elde edilen evraklar ortaya çıkarmıştır. Tıpkı yıllar sonra yapılan bir ihtilalde genç Türkiye Cumhuriyeti nin İçişleri Bakanlığı'nda bilgi giriş çıkışlarının amerkalı bir görevli tarafından denetlenmesi ayıbı gibi. Milli mücadele ruhuyla kurtuluş savaşını yokluklara rağmen zaferle sonuçlandıran bu millet ne yazık ki yıllar sonra iç ve dış borç batağında zamanının Düyun-u umumisi olarak da adlandırılabilecek IMF in pençesi altında kendi işçisine memuruna vereceği parayı onların emirleriyle belirlemekte yada dış ülkeden aldığı silahları kullanırken bile onlardan izin alma aczine düşürülmektedir.
Olsun bizim her ile bir havaalanı yapmaya ihtiyacımız vardır. Lisesi bile olmayan ilçe merkezlerimiz olması pek mühim değildir çünkü hangi okul oy olarak geri dönmüştür ki?
Tebaa nın okumuşu zararlıdır zaten gütmeye gelmez. Millet dediğin 5 yılda bir oy verir ondan sonra verdiği oy'un cezasını çekmekle yükümlüdür. Eğer bir amacın varsa kendin ve yakınların zengin olmak istiyorsa yapman gereken iş bellidir. Siyasete girmek. Yada zaten orta halli bir zenginsin ama bir türlü ihalelerden yeterince nemalanamıyorsun ne yapman lazım ? Ya bir siyasi partiye bolca bağış yaparsın yada kendin bir siyasi partiye girip eşe dosta pardon halka bol bol hizmet edersin.
Ama bunun bir ahlakı bir cezası yok mudur diye soranlar olursa aldırma. Bak milleti soyan nice politikacı aslanlar gibi yaşamlarına lüks içinde devam etmektedirler. Yok hadi ben paçamı kurtardım ya akrabalarım nasıl kurtaracak diyorsan ona da korkma bak gariban çoban sülü ve ailesine ders al. Onlar ki fakirlikten burs alıp okuyan insanlardır devlet hep kucak açmıştır onlara, millet te. Seninde aile fotoğrafın olur bir gün birileriyle hiç merak etme.
Koyun gibi güdülmekten bıkmayan bir millet nasıl olurda baş kaldırır bu kötü kadere. Okullarında 2 ile 2 nin 4 ettiği dışında bir kültür bir felsefe kazandırır dünya hakkında?
Kendini biraz yetiştiren yada yetişmiş insanlarını kuşunlara boğma tellerine yada filistin askılarına ne zaman terk etmez bu uyuyan millet.
O kadar çok faili meçhul oldu ki inanası gelmiyor insanın failleri koruyan birilerinin olmadığına. Birileri çıkıyor millet adına, devlet adına yada Allah adına birilerini öldürüyor sokak ortasında kurşunlarla bombalarla. Ama ne görüyoruz ne duyuyoruz bunların kim olduğunu. Eğer aydınlık bir Türkiye adına mücadele ederken ölenleri yazmaya kalksam tek tek ne satırlar nede kitaplar yeter.
Ama yinede ölürüz bir kez daha çünkü başka yolu yoktur bu memlekette kurban gerekir can verecek yeni umutların filizine.
ve göz yaşıyla uğurlarken soğuk kış sabahlarında yada yakıcı yaz güneşiyle teker teker insan olan insanlarımızı hep bir yürek oluruz bir kaç saatliğine olsa bile takılırız cenaze konvoyuna adım adım ilerleriz b,rer şehitliğe dönmekte olan mezarlığa doğru.
Oysa yakalanır bazıları. Yurt dışında yada içinde yurt dışındaysa getirip ülkemize serbest bırakırız 10 kişiyide öldürse çünkü sayısı unutulacak kadar çok af çıkmıştır terör dışında. Yazdıklarından dolayı onlarca yıl hapis yatar bir gazeteci oysa ne birini öldürmüştür nede hedef göstermiştir kimseyi. Ama bizim ülkemizin devleti adildir, sosyaldir, hoşgörülüdür. bir kaç kişiyi öldürdü diye hapis yatmasına göz yumamaz.
Hava kurşun gibi ağır
Bağır, bağır, bağırıyorum
Koşun kurşun eritmeye çağırıyorum
O diyor ki bana
Sen kendi sesinle kül olursun
Kerem gibi yana yana
Deeert çok, hemdeert yok
Yüreklerin, kulakları sağır
Hava kurşun gibi ağır
Ben diyorum ki ona
Kül olayım kerem gibi yana yana
Ben yanmasam, sen yanmasan, biz yanmasak
Nasıl çıkar karanlıklar aydınlığa
Hava toprak gibi gebe
Hava kurşun gibi ağır
Bağır, bağır, bağır, bağırıyorum
Koşun kurşun eritmeye çağırıyorum
Nazım Hikmet (Kerem Gibi)